Bilim Ve Evrim!
Proteinlerin şeklinin evrim yoluyla değiştirilmesindeki zorluklar hem olasılıkları hem de protein yapısı yasalarını içermektedir. Nokta mutasyonları ile yeni şekillerdeki proteinlerin evrimi mümkün değildir, çünkü bir proteinin şeklinin değişmesi çok fazla mutasyon gerektirecektir. Bir mutasyonun olasılığı proteinin şeklini değiştirecek kadar yüksekse, genin geri kalanını esasen rastgele hale getirecek ve yeni şekilli proteinin organizma için zararlı olmasına neden olacak birçok başka mutasyon da meydana gelecektir.
Güncel bir akdemik makaleden makroevrimin matematiksel zorluğu:Evrim teorisi, Mendel'in kalıtımın parçacıklı doğasını gösteren deneylerinden önce, 1859'da Darwin tarafından ileri sürüldü. Modern sentez, kodlanmış bilgi kavramının anlaşılmasından çok önce, 1940'ların başında formüle edildi. Bu makale, deneysel moleküler biyolojinin kısıtlamaları dahilinde önerilen evrimsel değişim mekanizmalarının mevcut anlayışına dayanan, modern senteze yönelik dört matematiksel zorluğu ana hatlarıyla açıklamaktadır.Modern evrim teorisi, mutasyonların genom boyunca rastgele meydana geldiği ve mutasyon oranlarının sabit olduğu inancına dayanmaktadır. Bu görüş, doğal seçilime izin vermek için belirli bir mutasyonun genom içinde ortaya çıkma olasılıklarını hesaplamada belirsizlikler ortaya koyan çok sayıda çalışma tarafından sorgulanmıştır. Bununla birlikte, evrim modelleri genellikle mutasyonların belirli genleri diğerlerinden daha fazla etkilemediği ve görünümlerinin çevre veya diğer faktörlerden etkilenmediği varsayımına dayanmaktadır.
Bu makalede, neo-Darwinizm'e yönelik dört matematiksel zorluk sunulmaktadır. Hesaplamalar, mutasyonların öngörülemezliğine dayanmaktadır. Kodlamayan DNA dizilerini öncelikli olarak etkileyen mutasyon eğilimi göz önüne alındığında, bu hesaplamalar birçok evrimsel öneride yer alan olasılıksızlıkları küçümsemektedir.Yüksek organizmaların genomları yüz milyonlarca ila milyarlarca nükleotid baz çiftinden oluşur. Yüksek organizmalarda nesil başına ortalama 100 - 300 nokta mutasyonu meydana gelir. Bu nedenle, bir doğumun belirli bir nükleotid ikamesi (A, T, C veya G) içermesi olasılığı milyarda birdir. Rastgele mutasyonların bir yapının kademeli olarak iyileştirilmesiyle sonuçlanması için, bu mutasyonların belirli genleri tekrar tekrar etkilemesi gerekir. Milyonlarca rastgele yazı tura atışının %60 oranında yazı gelemeyeceği gibi, rastgele mutasyonlar da belirli genleri diğer genlere göre öncelikli olarak etkileyen daha fazla sayıda mutasyonla sonuçlanamaz. Bunu akılda tutarak, önerilen evrim yolları değerlendirilebilir (sonradan) ve bu tür değişiklikleri gerçekleştirmek için gereken mutasyonların rastgele olup olmadığı belirlenebilir.
Genellikle, işlevsel sürekliliğin bir yolu öngörülebilirse, makul bir evrimsel yol önerildiğine inanılır. Örneğin, gözün evrimi genellikle retinanın eğriliğinin giderek arttığı ve her adımın görme keskinliğinin hafifçe artmasıyla sonuçlandığı bir yolla açıklanır. Genellikle, eğimli bir retina oluşturan mutasyonların belirli bir popülasyonda ortaya çıkma olasılığının hesaplanması göz ardı edilir. Örneğin, Nilsson ve Pelger, düz bir ışığa duyarlı nokta ile başlayarak balıklarda göz evrimi için bir model önerdiler.
Darwinizm'den Bilimsel Ayrılış Bildirisini İmzalayan Bilim Adamlarının Ortak Açıklaması: ⬇ “’Hayatın karmaşıklığının açıklanması için kullanılan doğal seçilim ve rastlantısal mutasyon, adaptasyon mekanizmalarının yeterlilikleri konusundaki iddialara şüpheyle yaklaşıyoruz. Darwinin teorisi için kanıtların dikkatli bir şekilde incelenmesi desteklenmelidir.”✒ Darwinizmden bilimsel ayrılış bildirisini imzalayanlar biyoloji, kimya, matematik, mühendislik, bilgisayar bilimleri yada diğer doğa bilimlerinden, tıptan veya herhangi bir bilim dalından prf. düzeyine sahip olması gerekir. Eğer yukarıdaki gereklilikleri karşılıyorsanız ve bildiriyi kabul etme fikrindeyseniz, lütfen istenilen bilgileri email gönderiniz. Linke tıklayarak evrimden ayrılış bildirisini imzalayan yüzlerce bilim insanının isimlerini görebilirsiniz indirebilirsiniz
https://dissentfromdarwin.org/about/tur/
Yale Profesörü David Gelernter, okuduğu bilimsel görüşler ve katıldığı tartışmalar neticesinde artık evrim teorisine inanmadığını açıkladı. Profesör, teorinin türlerin kökeni gibi açıklanamayan pek çok sorununun bulunduğunu söyledi.
Mayıs ayında yayınlanan Claremont Review of Books'ta ki yazısında, evrim teorisinin onu yanlış düşündürdüğünü söylüyordu. Şimdi ise Stanford Üniversitesi’nin Hoover Kurumu ile yaptığı röportajda bu görüşlerini genişletti. Röportajında evrenin, dünyanın tasarımında bir zekâ gördüğünü belirtti..
İdeolojinin (evrimin) bilimi ele geçirdiğini söyleyen Gelernter, Yale’deki pek çok meslektaşıyla arkadaş olduğunu ancak onların evrim teorisini bilimsel bir tartışma olmaktan çıkarıp ideolojiye taşıdıklarını belirtti. Ayrıca adaptasyonun genetik bir işlem olduğunu ve bunda şüphe duyulacak bir şey olmadığını, ancak evrim teorisinin zor soruları cevaplayıp cevaplayamayacağı ve büyük resmi açıklayabileceğinden şüphe ettiğini belirtiyor.
Prf. göre “türlerin kökeni”, Darwin'in tam olarak açıklayamadığı şey.
Bu noktada Prof. Gelernter, Kambriyen patlamasını evrimin karşı karşıya olduğu aşılmaz bir sorun olarak gösterdi. Bunun nedeni olarakta fosil kayıtlarının ilk türler dahil olmak üzere yeni organizmaların, fosil kayıtlarında sadece 70 milyon yıl boyunca aniden ortaya çıkmasını gösteriyor. Bu, evrim teorisiyle doğrudan çelişiyor.
Darwin’in teorisini birçok yönden eleştiren Gelernter, teorinin temel sorunun ise moleküler biyoloji olduğunu da söyledi. Teknolojideki ilerlemelere dikkat çeken profesör, rastgele mutasyon artı doğal seçilimin yeni ve karmaşık yaratıklar üretememe konusuna da değindi ve şans eseri sadece yeni bir protein oluşmasının ne kadar zor olduğunu açıklayan Gelernter, bir bilgisayar bilimcisine göre bile bunun imkânsız olduğunu da sözlerine ekledi.
Evrimciler mutasyonların canlıları dönüştürücü, geliştirici ve faydalı olduğu yönünde insanları ikna etmeye çalışırlar. Oysa tıpbi #bilimsel kanıtlar mutasyonların hiçbir şekilde fayda vermediğini ve genetiğe bilgi eklemediğini ortaya koymuştur. Bu gerçek evrim teorisi ile bilim arasındaki uyuşmazlığı gösterir.
Mutasyonlar canlı hücrelerinde kontrolsüz bölünmeye kan kanseri, cilt kanseri, akciğer ve daha diğer bütün kanser çeşitlerine neden olan, genetiği bozan zararlı etkilerdir. Bu konuda ünlü tıp akademisyenlerinin açıklamalarına ve yorumlarına aşağıda ki linklerden ulaşabilirsiniz.
"Kanser, genel anlamı ile bölünme kontrolünü yitiren hücrelerin mutasyon etkisiyle aralıksız ve anormal şekilde çoğalmasıdır"
"DNA'da meydana gelen mutasyon ve hasar sonucunda bölünme hızı anormal şekilde artar ve doku hücreleri hızlı şekilde çoğalır. Bu hücreler kitleler halinde bir araya gelerek tümör dokularını oluşturur" "Kanser hücresel seviyede genetik bir mutasyon hastalığıdır"
"Hücrelerin çoğalmasını, birbirleriyle olan ilişkilerini kontrol eden genlerde mutasyon birikmesi sonucunda kanserleşme meydana gelir"
"Bilim insanları, yumurtalık kanseri ile gliyoblastom ve medülloblastom olarak adlandırılan 2 tip beyin tümörün de genetik mutasyonların erken gözlendiğini ortaya koydu"
"Angelina Jolie mutasyonu olarak bilinen, BRCA1 ve BRCA 2 genlerindeki mutasyonlar kalıtsal meme ve yumurtalık kanserlerinin en önemli nedenidir"
Evrimciler, evrimi anlatmak için özellikle canlılar arasında ki benzerlikleri gösterirler. Ancak işin bilimsel yönünü anlatmazlar. Çünkü görsel telkin, araştırıp okumaktan daha etkili ve daha kolaydır. Bir şeyi iddia etmek, gerçek olduğu anlamına gelmez. İddianın kanıtı varsa gerçektir. Bu yüzden evrimcilerde iddia vardır, ancak kanıt yoktur. Bu iddialardan birisi de bazı insanların yüzlerinde çıkan aşırı kıllanmanın atasal (hayvansal) genlerden gelen bir evrim süreci olduğu yanılgısıdır.
Öncelikle kıllanmanın fazla yada az olmasının evrimle hiçbir alakası yoktur. Bilime göre aşırı kıllanmanın nedeni Hipertrikoz denilen genetik bir hastalıktır. Bu rahatsızlık doğuştan değildir. Doğuştan olmadığı için de sözde atasal genlerden gelmesi de imkansızdır. Hipertrikoz olayı embriyoda ve hormonal düzeyde ki genetik faktörlerin mutasyona uğraması sonucu ortaya çıkar. Halk arasında bu hastalığa Kurt Adam sendromu denir. Hayali evrimsel şemaya göre bile, insanın kurtlarla hiçbir alakası yoktur.
Ancak evrimciler bu genetik hastalığının nedenine atasal diyerek konuyu yine maymuna çevirmeye uğraşıyorlar.
İstatistiklere göre, gerçek patolojik tüylülük, milyarda 1 vaka oranında gerçekleşir. Yakın zamanda, genetikçiler otozomal gen mutasyonunun olası bir nedenini tespit etmişlerdir. Konjenital hipertrikoz kalıtsaldır. Hücrede zararlı mutasyon etkisi olduğu için hormon ve epilasyon tedavisi ile bu hastalığa ancak geçici bazı çözümler sağlayabilmektedir. Çünkü bozulan genlere yeni bilgi ekleyen yada tahrip olan geni iyileştiren bir mekanizma doğada ve mutasyonlarda yoktur.
Görüldüğü gibi aşırı kıllanma hastalığının nedeni evrimsel atalardan gelen bir gen değil, varolan kıl geninin mutasyon etkisiyle bozulup tahrip olmasıdır. Ayrıca kılsız doğan maymun, köpek gibi birçok canlıda vardır. Bunlarda yine gende ki mutasyon sebebiyle kusurlu bir durumda kalmışlardır.
"Mikro ve makro evrimlerin bu kadar kısa bir süre içinde gerçekleşme olasılığı".
"Bugün yaşamda gördüğümüz en basit karmaşıklığı bile üretmek için milyonlarca olmasa da binlerce ardışık mutasyon gerekiyor gibi görünüyor. En azından safça, tek bir mutasyonun olasılığı ne olursa olsun, yarısı kadar büyük olsa bile, bu olasılığı milyonda bir kuvvetine yükseltirsiniz ki bu da sıfıra o kadar yakındır ki böyle bir zincirin şansı pratikte yok gibi görünür
"Evrim teorisindeki boşluk".
"Tipografik nesneler olarak düşünülen planların, kontrol etmeleri gereken unsurlara nasıl karşılık geleceğini açıklayacak genel bir ilke bilmiyoruz." Böyle bir duruma dair elimizdeki tek örnek (yaşamın kendisinin evrimi dışında) yapay zeka alanında çalışanların kendi kendini uyarlayan programlar inşa etme girişimidir ve deneyimleri çoğu gözlemci için yeterince kesindir: yerleşik bir karşılıklılık olmadan ilginç hiçbir şey olamaz.
Şimdi ikinci argümanın doğruluğunu 17 Eylül 2015 tarihli bir araştırmaya dayanan bir mantık silsilesi kullanarak göstereceğiz: şempanze ve insan genomları arasında yaklaşık 150 milyon nükleotid farkı bulunmaktadır ki bu da evrim tezine göre insan genomunda çok sayıda yeni alt zincir anlamına gelen önemli bir genomik farktır. Daha iyi bir anlayış için
Genetik bilgi de dahil olmak üzere, canlı hücrelerde bulunan bilginin genellikle nükleotid zincirleri şeklinde kodlandığını söyleyelim,
Bu nükleotid zincirleri biyolojik bilginin aktarımı ve ifadesi için gereklidir; bu tür bilgi taşıyan nükleotid zincirlerinin nasıl ortaya çıktığı ve kendilerini nasıl kurdukları sorusu evrimsel biyoloji alanında büyük önem taşımaktadır.
2015 yılında bir grup bilim insanı, bir popülasyon içinde evrimsel olarak minimum uzunlukta, yani iki ila 8 nükleotid arasında tek bir yeni DNA alt dizisi oluşturmak için gereken süreyi tahmin etmeye çalışmış ve bunu yapmak için, mutasyon ve seçilim süreci yoluyla gerçekçi olarak ne tür bir nükleotid zincirinin oluşturulabileceğini anlamak üzere simülasyonlar kullanmışlardı "anatomik yeniliğin kökeni". Müller'in açıklayıcı eksiklikler listesi, gözlemlediğimiz mutasyon süreçlerinin çoğunun aslında tam da neo-Darwinizmin reddettiği şekilde yanlı veya elverişli sonuçlara yönelik olduğunun keşfini de içeriyordu.
Müller ayrıca şöyle demiştir,
"Standart evrim teorisinin büyük ölçüde revize edilmesini ve hatta değiştirilmesini savunan yayınların sayısındaki artış, bunun bir azınlık görüşü olarak görülemeyeceğini, aksine bilim insanları ve filozoflar arasında yaygın bir duygu olduğunu göstermektedir."
https://www.scirp.org/journal/paperinformation?paperid=121522
https://www.thecollegefix.com/famed-yale-computer-science-professor-quits-believing-darwins-theories/
https://creationtoday.org/giving-up-darwin/
Alexander E. Drilon, Michael A. Postow - Pocket Oncology, 2014
Patterson L (2009) Getting a grip on genetic diseases. Science in
School 13: 53-58 www.scienceinschool.org/2009/issue13/insight
Greenman, Christopher et al. “Patterns of Somatic Mutation in Human Cancer Genomes.” Nature 446.7132 (2007): 153–158. PMC. Web. 4 Nov. 2016
Sample I (2009) İlk kanser genom dizileri mutasyonların hastalığa
nasıl yol açtığını açığa çıkardı. The Guardian.
http://tinyurl.com/yeknj5x
https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/meme-kanseri-ve-genetik-kanser-poliklinigi
(Stanislaw M. Ulam, "How to Formulate Mathematically Problems of Rates of Evolution", Mathematical Challenges to the Neo-Darwinian Interpretation of Evolution (Wistar Institute Press, 1966, No. 5) içinde, s. 21).** **
(Marcel Schutzenberger, "Algorithms and Neo-Darwinian Theory", Mathematical Challenges to the Neo-Darwinian Interpretation of Evolution (Wistar Institute Press, 1966, No. 5) içinde, s. 75).
http://www-igm.univ-mlv.fr/~berstel/SiteSchutzenberger/Travaux/A/1967-3NeoDarwinianFullPaper.pdf
Usta yazınız karma karisik, giriş gelişme sonuc yok daha kotusu buna dair bir cabada yok... bilimvemedeniyet.com sitesi yazarı Murat Sirin
YanıtlaSilGiriş gelisme sonuçtan çok bu bir akademik düzeyinde makale, o yüzden sadece bilimsel veriler kullanıldı. Sebep sonuç ilişkisi bilimde genelde kullanılmaz çünkü sonucu vs. Felsefi bir degerlendirme olur. Bu makalede yazarın felsefi görüşü asla alınmamıştır
Sil